Kıyamet günü…

Michelangelo 1474 ~ 1564 "Kıyamet günü" Sisitine kilisesi sunak duvarı

Michelangelo 1474 ~ 1564    “Kıyamet günü”    Sistine kilisesi sunak duvarı

Bir kıyamet ki kopar bazen,
Ortalık toz duman, hayatlar paramparça
körüklenmiş öfkeler
Yürekler yangın yeri, gönüller kırık…
Ortalık durulduğunda anlarsın
Ne kadar yanmış kalbin, ne kadar yanmışta kurtulmuş isinden
Ortalık durulduğunda anlarsın
Ne kadar parçalanmış, ne kadar ufalanmış
Sevgisizliğin, vurdum duymazlığın.
Ortalık durulduğunda anlarsın
Ne kadar çabuk sönüyormuş öfken
Anlarsın bu seninde kıyametin,
Girdiğin gibi mi çıktın bu kıyametten…

Dilâra Başar Efeoğlu

Hem varmışcasına hem yokmuşcasına…

Johannes Vermeer 1632 - 1675

Johannes Vermeer
1632 – 1675

Hem varmışcasına hem yokmuşcasına
Hem ararcasına hem bulmuşcasına
Hem yalnızcasına hem kalabalıkcasına
Hep senmişcesine hep başkasıymışcasına
Bir noktaymışcasına bir soruymuşcasına
Zaman sana sen zamana karışırcasına
Hem rüyamışcasına hem uyanmışcasına

Solur hayatta kendini insan…

Dilâra Başar Efeoğlu

Tutsaklıklarının gerçek efendisi olmak

Michelangelo, 6 Mart 1475 – 18 Şubat 1564                         "The Creation of Adam"

     Michelangelo, 6 Mart 1475 – 18 Şubat 1564                 “The Creation of Adam”

Özgürlüğüm sandığın tutsaklıklarının gerçek efendisi olmak;
alt etmek gereken bir dış dünya ile var etmek gereken bir iç dünya
arasındaki zaferlerinde…
Dilâra Başar Efeoğlu

Yıldızlar sana göre

Flammarion gravürü sahibi bilinmeyen, anonim bir ahşap gravürdür. İlk kez Camille Flammarion'un 1888 tarihli L'atmosphère: météorologie populaire ("Atmosfer: Popüler Meteoroloji") isimli eserinde yer bulması isminin kaynağıdır.

Flammarion gravürü sahibi bilinmeyen, anonim bir ahşap gravürdür. İlk kez Camille Flammarion’un 1888 tarihli L’atmosphère: météorologie populaire (“Atmosfer: Popüler Meteoroloji”) isimli eserinde yer bulması isminin kaynağıdır.

Düşün ki dünya senin için dönüyor, güneş senin için, yıldızlar sana göre,
Ay sana yakın yerleşmiş…
Ve tüm insanlar,
Ve tüm yaratılanlar yürüyorlar seninle,
Doğa kucak açmış,
Varacağın yer burası değil dercesine yükselmiş dağlar,
Ahenge aitsin diyen deniz,
Tüm yasaları ile olaylar; kudretin için dizilmişler sıram sıram önüne,
Sen gözleyesin diye devr-i âlem etmekte kader,
Kendini bil diye ayrılığa düşmüş toprak ve çamur,
Bulanma beslen diye varedilmiş madde,
Seni dönüştürecek mucize değil, akıl,

Konuşmadığını söyleyebilir misin şimdi evrenin seninle?
Büyüyecek bir ruhu karşılamak için beklemekte sonsuzluk…

Dilâra Başar Efeoğlu

Yaşamın kutsallığını tüm canlılar da görmek

       Arthur Gaskin March 16, 1862 – June 4, 1928

Arthur Gaskin
     March 16, 1862 – June 4, 1928

Biz insanlar yükseltirken aklımızı, bilgimizi arş’a doğru, şükür ki; ruhumuzu da onun kadar hatta çok daha ilerilere taşıyoruz, sadece kendini besleyip sadece senin olanı, senin seçtiğini besleyip büyütmekle son mu buluyor ruh’un yükselişi,
şimdi öğrensek yaratılmış tüm canlılara sevgi barındırabilmeyi aynen -sen gibi- her biri de sonsuz sevgiyi ve sonsuz saygıyı hak ediyor, bir anlasak her sevmediğinde kendini, her saymadığında kendinden eksilttiğini.
Her türden canlıya karşı yapılan, her yıkıma her yok edişe olanak olmuş olmaktan kurtarsak kendimizi. Ben yapamam demeden, bugünkü aklımız ve bilgimiz hem de buna elverirken, kendi yaşamımızın kutsallığında baksak ve tüm diğerlerinin yaşamının kutsallığını görsek, yaşam haklarının bilinciyle ve daha, çok daha kutsal bir sevgi ve saygı ile yaklaşsak, hangi sistem dayatabilir ki bize tersini biz yaşamlarımızda yaşatmayı seçersek…

Dilâra Başar Efeoğlu